Doğanın mucizelerinden olan yağlar artık günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası olarak hayatlarımızda yer almaktadır. Ne var ki doğa bir makine gibi çalıştığı için en ufak bir elemanın bile doğru yerde ve doğru şekilde kullanılması gerekmektedir. Yanlış yerde bulunan ya da kullanılan bir parça tüm sistemi bozabilir. Tıpkı bir makine gibi olan vücudumuzun, tıpkı bir makine gibi işleyen doğadan faydalanabilmesi için hangi ürünün ne zaman kullanılması gerektiğini, hangi bölgelere uygulanabileceğini, hangi uygulama yönteminin kullanılması gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekmektedir. Bu yağların mucizelerinden ancak doğru kullanım sağlarsak faydalanabilmekteyiz. Bunu yapabilmemiz için de ilk olarak bitkisel yağların ayrımını yapabilmemiz gerekmektedir. İşte bitkisel yağların özellikleri:

Sabit Yağ Nedir?

Doğadaki bitkilerin çoğunlukla meyve ve tohumlarından elde edilen yağların bir kısmına sabit yağlar denir. Sabit yağlar genellikle uçucu yağlarla karıştırılarak kullanıldığı için taşıyıcı veya baz yağ olarak da adlandırılır.

Günlük hayatımızda mutfaklarda kullandığımız bitkisel yağların neredeyse hepsi sabit yağlar grubuna girer. Ülkemizdeki zengin çeşitlilikten dolayı mutfakların da vazgeçilmez lezzet ve sağlık kaynağı olan bitkisel yağların hepsi sabit yağlar sınıfında yer alır. Uzun bir geçmişi olan bu yağlar, ilk olarak beslenme amacıyla kullanılmasına rağmen,cilt üzerindeki etkilerinin anlaşılması ile beraber tedavi edici ve aromaterapi yöntemlerinin de vazgeçilmezi olmuştur. Sadece cilt ile temasının uygun olmasının ötesinde, besleyici etkiler, yağ ve nem dengesi üzerinde olumlu etkiler gösterebileceği de bildirilmiştir. Cildimizin alt tabakalarına iyileştirici ve dengeleyici molekülleri taşırlar. Bunlara ek uçucu yağ moleküllerini adeta hapsedip emilim gerçekleşene kadar minimum kayıp yaşamasını sağlayabilir. Topikal aromaterapiler için bir diğer avantajıysa, içerisindeki vitamin kompozisyonudur. Bu vitaminlerin özelliklerine göre yara iyileşmesini hızlandırıcı, besleyici, parlaklaştırıcı, UV ışığına karşı koruyucu gibi özellikler gösterebilir.  Susam yağı, çörek otu yağı, ceviz yağı, yer fıstığı yağı, kantaron yağı ve aspir yağı bu özelliklere en iyi örneklerdir.

Bu saydığımız etkiler bir kaç etmene bağlıdır. Bu etmenlerden ilki yağın elde edildiği bitkinin yetiştirilme şeklidir. Yetiştirilme şekli içerisindeki faydalı bileşenlerin oranını belirlediği gibi herhangi bir zararlı madde (kimyasal- zirai ilaç vb…) de kullanılmamış olması çok önemlidir .Sabit yağların kalite ve sağlık açıcından etkinliğini belirleyen bir diğer etmen ise elde ediliş yöntemidir. En çok tercih edilen ve bitkideki faydalı elementlerde en az kaybı sağlayan yöntemler ise soğuk sıkım yani cold press ve mazerasyon yöntemleridir. Soğuk sıkım ile elde edilen yağlar sıcağa ya da herhangi bir kimyasala maruz kalmadıkları için, içerdikleri hassas doğal maddeler zarara uğramaz.  Sıcak pres ya da kimyasal çözücülerle elde edilen yağlar ise hem bazı özelliklerini yitirir hem de yağın içerisine istenmeyen başka maddelerin karışma oranı da artar. Bu nedenler kozmetikte ve sağlık ile ilgili ürünlerde soğuk sıkım ile elde edilen sabit yağlar tercih edilir.

Uçucu Yağ Nedir?

Bitkilerin ve ağaçların çiçek, yaprak, gövde veya köklerinde uçucu yağlar yer alır. Uçucu yağlar bitkileri; böceklerden, çevre koşullarından koruyan aromatik bileşenlerdir. Genellikle oda sıcaklığı durumunda sıvı hale gelen uçucu yağlar kuvvetli kokulara sahiplerdir. Oldukça etkili bir yapıya sahip olan uçucu yağlar suda çözünemezler fakat su buharı ile birlikte sürüklenebilirler. Bu nedenle genellikle çiçekli, kokulu bitkilerden, buhar distilasyonu yöntemi kullanılarak elde edilir.

Uçucu yağların, antibakteriyel, antiviral ve antiseptik etkileri bulunur. Bazı uçucu yağların mikro organizmaları ortadan kaldırma işlevinden dolayı doğal antibiyotik şeklinde de tanımlanır. Uçucu yağlar saç, tırnaklar ve cilt üstünde tedavi edici ve iyileştirici etkiye sahiplerdir. Bu bölgelere sürülerek kullanımı sağlanır.

Hoş bir koku verme etkilerinin beraberinde, aromaterapi yağları solunum yolu dezenfeksiyonu, burun tıkanıklığının önlenmesi, cildin nem düzeyinin yükselebilmesi gibi pek çok yarar sağlar. Bu sebepten dolayı sıklıkla tercih edilir. Uçucu yağların solunum yolu ile solunması durumunda, burun ve beyin içerisinde olmak üzere kokuya bağlı bölümü olan koku alma sistemini uyarmış olur.

Sağlıkta ve kozmetik olanlarında kullanılabilen uçucu yağların birkaçı; kekik yağı, lavanta yağı, sedir ağacı yağı, adaçayı yağı, defne yaprağı yağı, mersin yaprağı yağı, karabaş otu yağı ve okaliptüs yağıdır. Bütün uçucu yağlar birbirinden farklı olan nitelikleri bünyelerinde barındırır.

Uçucu Ve Sabit Yağlar Arasındaki Farklar Nelerdir?

  • Uçucu ve sabit yağlar yaygın olarak kullanılan elde edilme yöntemleri ve bitkilerin yağın elde edildiği bölümleri ile birbirlerinden ayrılırlar. Uçucu yağlar genellikle su buharı distilasyonu yöntemi ile elde edilirken, , sabit yağlarda ise soğuk sıkım ya da maserasyon yöntemleri kullanılır.
  • Uçucu yağlar, sabit yağların aksine yoğun kokulu, çabuk buharlaşan ve dikkatli kullanılması gereken yağlar arasında yer alırlar. Oldukça konsantre ve güçlü etkilere sahip uçucu yağların doğrudan cildimizle temas etmesi veya tüketilmesi tehlikeli olduğu için sabit yağları seyreltme amacıyla kullanıyoruz, yine sabit yağların büyük bir kısmı yemeklerimize de rahatlıkla eklenebiliyorken uçucu yağlar doktor tavsiyesi olmadan ağza alınmamalıdırlar.